19. yüzyılda kafa derisinin operasyonlar ile yüzülerek başka bir yere cerrahi aşılama yöntemi kullanılmaktaydı. Modern nakil tekniğinin temelleri 1930'lara dayanır ve Japonya'da Dermotolog Dr.Okuda tarafından atılmıştır.
Dr.Okuda 2.Dünya savaşında hayatını kaybetmiştir, saç ekimi konusundaki yayınları ise daha sonra keşfedilmiştir. Modern çağın ilk saç nakli haberi ise, 1950'lerde New York'ta dermatolog Orentreich'in erkek denekler üzerinde saç nakli yapmaya ve uygulamaya başlaması ile duyuldu. Öncelikle saçın nakil yapılması durumunda orijinali gibi gelişemeyeceği fikri yaygındı. Ancak Orentreich saçın geliştiğini ve kalıcı olduğunu denekler üzerinde gösterdi.
20 yıl boyunca doktorlar saç aşılaması konusunda çalıştı ancak bunların çok başarılı olduğu söylenemezdi. 1980'li yıllarda Brezilya'lı Uebel saç naklini küçük çaplı da olsa kullanmaya başladı ve yöntem duyulmaya başladı. Popüler olması ABD'den Rassman'ın mikro cerrahi yöntemiyle bir seferde binlerce saç kökü nakli yapması ile adını duyurmaya başladı. 1980'lerin sonuna doğru Limmer, üç boyutlu mikroskop ile kafa derisini incelemiştir.
İlk olarak 1988 yıllarında Japonya’da, Masumi Inaba tarafından tanıtılan 1mm’lik punçlarla yavaş yavaş tıp dünyasında kendine yer bulmaya başlamıştır. FUE yöntemi, 2002 yılında William R. Rassman ve Robert M. Bernstein sayesinde tıbbi literatüründe yerini almıştır. 2007 yılında ise Dr. Miquen G. Canales and Dr. David Berman tarafından robotik FUE saç ekim yöntemi konusunda da gelişmeler başlamıştır. Robotik saç ekiminin temelini ise FUE saç ekimi yöntemi oluşturur.
Bilinen En Eski Saç Ekimi Yöntemi
Kaynaklara göre ve araştırmalara göre ilk saç ekimi işlemi 1822 senesinde Alman bir tıp öğrencisi ve öğretmeni tarafından ortaya atılmıştır. Saçlar baş bölgesinin bir bölgesinden başka bir bölgeye naklediliyordu.
Bu durumun büyük bir başarı olduğunu ve erkek tipi saç dökülmesi yaşayan kişilere yardımcı olacağını belirtmişlerdir. Saç ekimi operasyonları hakkında, en azından 1900’lere kadar fazla bilgiye rastlanmamıştır.
Modern Saç Ekimlerinin Başlangıcı
Modern saç ekimleri 1939-1940’lı yıllarında Japon bir dermatolog tarafından geliştirilen bir yöntem ile başlamıştır. Doktor Okuda Punch Tekniği olarak bilinen saç ekimi uygulamasını yara ve yanık izi üzerine saç ekimi yapmak üzere geliştirmiştir.
Bu teknikte; saç kökleri içeren saçlı deriden parçalar alındıktan hemen sonra yaralı bölgelerde küçük delikler açılarak kökler içine yerleştirilmektedir. Bir iki sene sonra Japonya’da bir dermatolog greftlerin boyutunu daha da kısaltmıştır.
ABD’de Gelişmeler
Japonya’da geliştirilen tekniklerin ABD’ye ulaşması 1950’li yıllarda olmuştur. Doktor Norman Orentreich ilk saç ekimi operasyonunu 1952 yıllarında gerçekleştirmiştir. Bu çalışması ve emekleri ancak 7 sene sonra literatüre geçmiştir.
Çalışmasında Donör terimine yer veren cerrah Orentreich bu kavramı şöyle açıklamıştır; başın arka kısmından alınan dökülmeye dirençli saç kökleri, saçsız bölgeye ekildikten sonra da bu özelliklerini genetik yapıları nedeni ile kaybetmezler. Dolayısıyla ekilen yeni saçlar da aynı şekilde güçlü ve dökülmeye dirençli olarak büyüyeceklerdir.
Doktor Norman Orentreich saç ekimi operasyonlarında 4 mm uzunluğunda saç kökleri kullandığı için doğal bir görünüm elde etmek pek istenilen bir durum olmuyordu. 70’lerde ve 80’ler de kullanılan bu uzunluk, medikal literatürde ‘Pluggy Look’ olarak adlandırılan ve halk arasında çim adam olarak bilinen kavram ile adlandırılmaktadır.
80’lerin sonunda ve 90’lar da mikro-greft ve mini-greft kullanımı sayesinde saçlar daha doğal bir görünüm kazanmaktaydı. Ön saç çizgisini daha doğal bir görünüm için mikrogreft tekniği ve diğer bölgeler için minigreft yöntemi uygulanmaktaydı. Bir seansta ekilebilecek greft sayısı geçmiş senelere kıyasla artmıştı.
Foliküler Ünite Ekstraksiyonu
90’larda geliştirilen bu modern teknik ile son derece incelikli bir saç ekimi operasyonu gerçekleştirilmektedir. Foliküler ünite ekstraksiyonu olarak adlandırılan bu teknikte özel uçlu mikromotorlar aracılığıyla saç kökleri teker teker toplanmaktadır. Alınan saç kökleri daha sonra ihtiyaç duyulan bölgelere teker teker ekilmektedir.
Dikiş gerektirmeyen ve tek tek ekilen bu saç ekimi tekniğinde hem donör hem de alıcı bölge lokal anestezi yardımı ile uyuşturulur. Bu operasyon yara izi bırakmadan ve doğal görünümü sağlayacak şekilde detaylı ve ince çalışma olanağı vermektedir. 2000’lerin başında en fazla tercih edilen teknik haline gelen FUE Safir Perkutan tekniği ile saç ekimi operasyonlarında altın standart olarak kabul edilmektedir.
Yorum Yap